Açıkçası nereden başlayacağımı gerçekten bilmiyorum. Tek bildiğim ve yapmak istediğim şey network marketing de şimdiye kadar yaşadığım her şeyi samimi ve dürüst bir şekilde anlatabilmek.
KHK ile memuriyet hayatımın son verildiği günlerdi.2016 yılı meş’um 15 Temmuz darbe girişimi sonrası 2 Eylül 2016 günü devlet memurluğu işinden atılmıştım. Yıllarımı vererek girdiğim işime son verilmişti. Tıpkı bir kalemde 50 bin memurun akabinde de yaklaşık 100 bin kişinin daha memuriyetine son verilmesi gibi. Öyle ki, hani öldüğümüz zaman sual melekleri olan münker ve nekir “gençliğini nerede geçirdin” diye soracaklar ya; işte hiç şüphe etmeden vereceğim cevaplardan birisi gençliğimi ders çalışma masasında geçirdim olacaktır. Tüm bu çalışmaların neticesi olarak girdiğim bir işti Gelir Uzmanlığı. Hâlâ neden atıldığımın sebebini bilmiyorum. Şaşırdınız değil mi? Ülkemizde memurluk en garanti meslek olarak bilinirken; herkes devlete kapağı bir atsam yeter abi diye düşünürken veya anne babalar çocuğum devlete bir girse gözüm arkada kalmaz artık diye çabalarlarken o garanti olarak görülen işten atılmıştım. Artık hayatta memur olmanında garanti olmadığını hep birlikte görmüş olduk. Her ne kadar ben memuriyeti garanti meslek görerek girmesemde memurluğun acayip bir rahatlığı olduğunu inkar edemem. Hele hele 35 yaşından sonra 14 farklı iş yapmış ve sonra suçsuzluğu ortaya çıkıp göreve geri dönen birisi olarak günümüz şartlarında en rahat mesleğin memurluk olduğunu altını çize çize söyleyebilirim.
Memuriyette açığa alma diye bir durum var. Yani hakkınızda soruşturulması gereken bir durum olduğunda soruşturma bitene kadar işe gitmiyorsunuz ama maaşınızın 2/3’ünü almaya devam ediyorsunuz.19 Temmuz 2016 ve 2 Eylül 2019 tarihleri arasında açıkta olduğum zamandı. Böyle bir durumda herhangi bir SSK’lı işte çalışamayacağım için bende farklı faaliyetlerle kendimi oyalayıp bazı meşgaleler edindim. Zamanımı değerlendirmek için İngilizce kursuna gittim. Hatta bir gün İngilizce kursu dönüşü elektrik direğinde gördüğüm amatör bir tiyatro ekibine dahil olmuştum. Haftada birkaç gün Kartal’dan Kağıthane’ye (dikkatinizi çekerim gidiş-geliş en az 4 saat çeker 🙂 )tiyatro provaları için gidiyordum.
Velhasıl artık işe gitmeden maaş aldığım günleri yaşıyordum. Ki zaten o da 45 gün sürmüştü.
Felaket muaallaktaydım. Ailece büyük bir boşluğun içindeydik. Maddi olarak önümüzü göremiyorduk. En kötüsü de elde yok avuçta yoktu. Ne yapacağımızı bilmiyorduk. Birikim mi, yatırım mı hak getire. Nerdeee? 15 Temmuz öncesi eşimde çalışıyordu. Öylelikle bir ev satın almak nasip olmuştu. Evimizin aidatını ödüyor diğer kalan parayla da ihtiyaçlarımızı karşılıyorduk. Ayağımızla yorganımız denkti anlayacağınız. Dahası para kazanacağım ne bir sanatım ne bir zanaatım nede paraya çevirebileceğim bir bilgi birikimim vardı (mesela maliyeciyim ama maliye ile ilgili bir şey sorsanız sizi en yakın muhasebeciye veya CİMER’e yönlendiririm) Para kazanmam gerekiyordu ama nasıl? Açıkta olduğumu yukarıda belirtmiştim. Devlet memuru olduğum için resmi bir işte çalışma durumum yoktu. Bunun için internetten memurlarında yapabileceği ve part-time olarak yazan bütün işlere başvurdum. Bir gün birisi geri döndü. Arayan Coldwell Banker gayri menkul ofislerinden birisi imiş, başvurduğumdan haberim bile yok. Bu emlakçılık mevzusu çok uzun ve detaylı bir konu. Onun yeri burası olmadığı için geçiyorum çünkü burada network te yaşadıklarımı anlatacağımı unutmadınız herhalde. 🙂
2 Eylülde memuriyetten atılınca, bir gün önce yani 1 Eylülde görüşmeye gittiğim emlak işinde buluverdim kendimi. Tabi nasıl bir iş olduğunu; maaş, sigorta, yemek bile olmadığını anlamam ve algılamam biraz zaman aldı. Olsun sonuçta iş işti değil mi?☺
Değilmiş! Onuda yaşayarak, kafama tokmak yiye yiye anladım. Nereden bile bilirdim girişimcilik dünyasına adım attığımı? Öğrendim hemde çok iyi öğrendim.
İşte emlak işine başladığım günlerdi. Emlak işine girip artık bir işim! olduğu için İngilizce kursunu bıraktım. Çünkü kurs taaa Etiler’deydi. Kartal’dan Etiler’e git-gel gün bitiyor zaten. Kurs ücretsizdi. Yabancı hocaları İngilizce eğitmenliği için yetiştiren ve onların içinden iyi hocaları seçmek için yapılan güzel bir kurstu.(Bu arada üniversite sonrası 3 yıl Londra’da kaldığımı da buraya not edelim :)).
Şimdi hayatımın değişime uğradığı, Network Pazarlama ile tanıştığım dönüm noktasına geldik.
Haftanın bazı akşamları tiyatroya devam ediyordum. Tiyatrodan döndüğüm bir geceydi. Boğaziçi Köprüsü’nün (şimdi 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ) Avrupa yakasından Anadolu yakasına geçen tarafta, yüzüm Sultanahmet ve Eminönü’ne dönük, ayakta yolculuk yapıyordum. Ve işte o an! Hayatımı değiştirecek hayatıma yön verecek hatta zamanımın, ömrümün ve kredi kartındaki borç paranın çoğunu o işe ve sektöre vereceğim o telefon. Ahh bir telefon bu kadar mı insanın hayatını değiştirir? Karşıdaki kişi benim üniversiteden tanıdığım bir arkadaştı. Network Marketing ‘de bir liste yaparsınız. İşi kabul etsin etmesin yaptığınız işi herkese sunarsınız. Bana gelen telefonda listedeki kişi bu sefer bendim demek ki ☺
Karşıdaki ses gecenin o saatinde o kadar heyecanlı idi ki anlatamam. Saat 22:30/23:00 sularıydı. Abi zengin olduk, abi harika bir iş var, abi ben şöyle kazanıyorum böyle kazanıyorum diye ardı ardına sıralıyordu. E haliyle baya bir merak ettim. Kabul etmem gerekir başarılı bir davetti 🙂 Sonuçta işsiz biri olarak acilen para kazanmaya ihtiyacım vardı. Ee nasıl olacak, nedir bu iş, ne yapacağız dediğimde, telefonda anlatılamayacak kadar önemli olduğunu bana işi anlatan bir video atacağını, izledikten sonra tekrar konuşacağımızı söyledi. O akşam eve kaçta gittim bilmiyorum ama hem videoyu izlemek hem de bahsettiği işi araştırmak için saat 3’e kadar bilgisayar başındaydım. Veee işte hayatımın kaydığı ☺ pardon hayatımın değiştiği dönüm noktam böyle başladı.
Bu şirketi ve sonrakileri ayrı ayrı hepsini anlatacağım. Biliyorsanız eğer şimdilerde youtube üzerinden Sedat Peker videolarını yayınlanıyor. Arada “hepsini anlatacağım kardeşim, hepsini anlatacağım, hepsini konuşacağız…” dediği gibi bende hepsini bütün yaşadıklarımı anlatacağım kardeşlerim 🙂 Zaten Küçük Başla Büyük Düşün o yüzden ortaya çıkmadı mı ?
Girdiğim şirketler mi batmadı, dolandırıcı mı çıkmadı, şirketin en tepesindeki isim benden adam mı çalmadı, sponsorum haber vermeden başka şirkete mi geçmedi….Ahhh benim güzel kardeşlerim neleerr neler.
Zamanla şunu gördüm ki network marketing aslında gerçek bir iş modeli. Ama alışılagelmişin çok dışında bir model. Böyle sıra dışı bir çalışma şekli olduğu içinde ciddi paralar kazanılacak ve gerçekten büyük paraların kazanıldığı bir sektör olduğunu gördüm. İşin ne olduğunu anlamanız ve yapmanız hasbelkader tanıştığınız sponsorun ilgisi ve bilgisine bağlı. Bu sektör Amerika ve bazı batı ülkelerinde ders olarak okutuluyormuş. Lakin ülkemizde derli toplu sistematik olarak öğreneceğimiz bir yer ve bilgi kaynağı yok. Olsa da benim gibiler hariç sizce kimin umurundadır? Eğer sponsorunuz ve üst lideriniz okuyan araştıran kişiler ise çok şanslısınız. Sizi yetiştirir ve yol gösterir. Peki sizce böyle bir lider kaç tanedir? Kaç tane adını duyduğunuz uluslar arası hatta ulusal lider tanıyorsunuz? Ben sunumunu dinlediğim hatta işin içine girdiğim şirketlerin neredeyse hiçbirinde PowerPoint sunumlarının dışına çıkıldığını görmedim. Böyle muazzam büyüklükte bir sektörü anlatırken zenginliği ve milyoner olmayı hayal ettiren liderlerin hemen hemen hiç birinin şu şu şu kitapları okuyun, bu bu bu videoları izleyin, bizim powerpointler yetmez kendinizi yetiştirin diyen sponsor ve lider neredeyse görmedim. Sadece 1 şirketteki sponsorum ve üst liderim hariç. Sponsorunuz veya üst lideriniz sizi yetiştirme derdinde değilse yandınız. Ağzınız yana yana, yüreğiniz parçalana parçalana, hayalleriniz çalına çalına, zamanınız heba edile edile, paranız çarçur ola ola bir bakmışsınız yıllarınız geçivermiş. Elde yok avuçta. Bir gün geriye dönüp bakınca ne yapıyorum ben diye soruyorsunuz kendinize. İşte o an, belkide her şeyin değiştiği sizin zamanınızın geldiği an oluveriyor.
Şimdilerde insanları yetiştirmek ve faydalı olmak adına objektif olarak bu işi yapmaya çalışan Network Okulu gibi bir sosyal medya hesabı veya Ziya Şakir Yılmaz gibi Yavuz Bağcı gibi bu işe gönül vermiş ve gerçekten dürüst olduğunu düşündüğüm kıymetli yazar ve eğitimciler var. Yeter mi? Asla! Çünkü 3-4 bin TL’lik bir iş için üniversite dahil 15-18 yılımızı eğitime verirken birkaç yılda milyonlar kazanma potansiyeli olan bir işi anlatacak, öğretecek her şeye ve herkese ihtiyaç var. Var çünkü, artık benim gibi en başta para kazanmak sonra da hayal ve hedeflerini gerçekleştirip, insanların hayatına dokunmak, hayır duası almak isteyenler için bu işe girenler artık kandırılmasın, dolandırılmasın.
İşte Küçük Başla Büyük Düşün bu yüzden var. Doğrudan size şunları şunları yaparsanız bu kadar zamanda bu kadar kazanırsınız demeyeceğim. Size şunu şunu yap diyerek gaz vermeyeceğim. Elbette ilerleyen zamanda bu işte başarılı olma konusuna edindiğim tecrübeleri paylaşacağım ama tüm bunlara gitmek için geçtiğim süreçleri, yaşadığım her şeyin bilinmesi lazım ki zirveye birlikte ulaşabilelim. Derdimi ve içimdekileri basamak basamak anlatabileyim.
4,5 yılda network pazarlamada yaşadıklarımı gerçekten ve dürüst bir şekilde anlatacağımı girişte belirtmiştim.
Kim isterse bu yolculuğu katılabilir. Sende benimle bu yolculuğa çıkmak ister misin? O zaman başlıyoruz. Yolcu yolunda gerek…
2 yorum
Varol Hakan Şahin · 19 Mayıs 2021 05:52 tarihinde
Harika ve sürükleyici bir yazı teşekkürler slogan mükemmel küçük başla büyük düşün art niyetlilerin emellerine ulaşmasına izin verme
Makcicek · 22 Mayıs 2021 13:27 tarihinde
Varol Bey bu güzel yorumunuz beni çok mutlu etti.Çok teşekkür ederim. Var’olunuz.